ISPEC 11th International Conference On Agriculture, Animal Sciences And Rural Development, Muş, Türkiye, 3 - 05 Mart 2023, ss.331-340
Kaz eti, diğer etlerle kıyaslandığında insanların beslenmesi açısından esansiyel amino asitlerin tamamını ve tüm et türleri arasında en yüksek miktarda doymamış yağ asitlerini içeren özel lezzete sahip bir gıdadır. COVID-19 pandemisi gıdanın ne kadar değerli ve önemli olduğunu toplumlara tekrar hatırlatmıştır. Bu açıdan gelişmiş ülkeler alternatif hayvansal protein kaynaklarından sürekli faydalanmaya çalışmaktadırlar. Türkiye’de kaz yetiştiriciliği özellikle son yıllarda tüketici talepleri nedeniyle artış göstermektedir. Uzun yıllar geleneksel ekstansif üretim sistemiyle yetiştirilen kazlar günümüzde entansif koşullarda da yetiştirilmeye başlanmıştır. Bunun sonucunda başarılı girişimler ile kaz eti büyük zincir market raflarında yerini almıştır. Bu durum önemli bir aşama olsa da özellikle kaz etinin kendine has bir tat ve aromaya sahip olması ve uzun yıllar geleneksel yapısını korumuş olması nedeniyle henüz geniş bir tüketici kitlesine sahip değildir. Ayrıca üretimin çoğunluğunda (kırsalda geleneksel üretim koşullarında) standart bir yetiştirme prosedürü ve kesim koşullarının gıda güvenliğine uygun olmaması da önemli sorunlardandır. Bununla birlikte yöresel ürünlere, gastronomiye ve serbest sistemlerde yetiştirilen hayvanların ürünlerine olan ilginin artması ve eti dışında diğer ürünlerinin de katma değerli olması kaz yetiştiriciliğine olan talebi artırmaktadır. Hali hazırda ülkemizde hem entansif hem de geleneksel üretim yapılmaya devam etmektedir. Her iki sistemde de kaz etinin elde edilmesi ve et kalite özellikleri üzerine iyileştirmeler yapılması gerektiği öngörülmektedir. Çünkü kesim ve depolama koşulları ile etin nakliyesi önemli oranda kontrolsüz olarak devam etmektedir. Sonuç olarak, ülkemizde kazların kesim işlemlerinin kaçak yapıdan yasal duruma geçmesi için minimum standartlara sahip kesimhane yönetmeliğine ihtiyaç olduğu açıktır. Yerli gen kaynağı olarak Türk kazının korunması için yabancı orjinli kaz hareketleri biyogüvenlik prosedürlerine uygun ve kontrollü hale getirilmeli ve damızlık düzeyinde materyal kabul edilmelidir. Yerli kazların nispeten düşük verim seviyelerini artırmaya yönelik bilimsel projeler ve üretim faaliyetleri desteklenmeli, kaz eti tüketimi için özendirici tanıtımlar gerçekleştirilmelidir.
Compared to other meats, goose meat is a food with a special taste that contains all the essential amino acids for human nutrition and the highest amount of unsaturated fatty acids among all meat types. The COVID-19 pandemic has reminded societies how valuable and important food is. In this respect, developed countries are constantly trying to benefit from alternative animal protein resources. Goose production in Turkey has increased especially in recent years due to consumer demands. Geese, which have been raised with the traditional extensive production system for many years, have started to be raised in intensive conditions today. As a result, goose meat took its place on the shelves of big chain markets with successful initiatives. Although this is an important stage, it does not have a large consumer base yet, especially since goose meat has a unique taste and aroma and has preserved its traditional structure for many years. In addition, in most of the production (in rural traditional production conditions), a standard rearing procedure and the lack of food safety in slaughter conditions are also important problems. In addition, the increasing interest in local products, gastronomy and the products of animals raised in free systems and the added value of other products besides meat increase the demand for goose production. Currently, both intensive and traditional production continues in our country. In both systems, it is envisaged that goose meat should be obtained and improvements should be made on meat quality characteristics. Because the slaughter and storage conditions and the transportation of meat continue uncontrollably. As a result, it is clear that there is a need for a slaughterhouse regulation with minimum standards in order for the slaughter of geese to become legal from illegal construction. In order to protect the Turkish goose as a domestic gene source, the movements of the foreign origin goose should be made in accordance with the biosecurity procedures and controlled, and material at the breeder level should be accepted. Scientific projects and production activities for the improvement of domestic geese, which have relatively low productivity levels, should be supported, and promotions should be made to encourage goose meat consumption.