Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Dışlanma, Sosyal Görünüş Kaygısı ve İnternet Bağımlılığı Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi


Duran E., Traş Z.

XI International Eurasian Educational Research Congress, Kocaeli, Türkiye, 21 - 24 Mayıs 2024, ss.74-76

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Kocaeli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.74-76
  • Yozgat Bozok Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Problem Durumu

Doğası gereği toplumsal bir varlık olan insan, toplum içinde ilişkileri başlatan ve devam ettiren sosyal bir türdür. Çevresindeki diğer insanlarla anlamlı, dengeli  ve devamlılık arz eden ilişkiler kurmak, insanın psikolojik gereksinimleri arasında yer almaktadır ve bu gereksinim karşılanmadığı takdirde insanların psikolojik ve fiziksel açıdan olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır (Wesselmann vd., 2019). Birey, öncelikle kendisi ile iletişim kurmayı öğrenir ki kendini tanıması ve yüksek yaşam enerjisi için bu gereklidir, sonrasında ise çoklu ilişki gereksinimini karşılamak için çaba göstermektedir (Kağıtçıbaşı, 2010). Bu gereksinimin karşılanamadığı durumlarla karşı karşıya kalınması olasılıkları da mevcuttur. Birey çoklu ilişki kurma çabasına rağmen sosyal ortamlarda soyutlanabilir, reddedilebilir ya da dışlanabilir. Bu durumlarla karşılaşan bireylerin sosyal dışlanmaya maruz kaldığı söylenebilir. Sosyal dışlanma; bireyin bir başkası veya bir grup tarafından dışlanma, önemsenmeme veya yok sayılması durumudur (Williams ve Nida, 2011).

Sosyal dışlanma, kişinin tamamen yok sayıldığı ve görmezden gelindiği bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu duruma maruz kalan kişi, durumun belirsiz olmasından dolayı yaşadığı bu olayın sebebini dış etkenlere bağlamak yerine kişiselleştirerek kendisi ile ilgili olduğunu düşünmektedir (Abayhan ve Aydın, 2014). Durumun nedeninin kişiselleştirilmesi bireyin kendisi ile ilgili bazı problemleri yaşamasına zemin hazırlamaktadır. Akın ve arkadaşları (2016), kişinin sosyal dışlanma mağduru olmasının bazı psikolojik problemlerin ve uyumsuz davranışların ortaya çıkmasına sebebiyet verebildiğini ifade etmiştir. Bu problemlerden birisi de bireyin girdiği sosyal ortamlarda sosyal kaygı yaşamasıdır. Carleton ve arkadaşları (2007), sosyal kaygı yaşayan bireylerin olumsuz değerlendirme ve önyargılarla karılaşmamak için bir takım davranışlar gösterdiklerini belirtmişlerdir.

İnsanlar yaşamları boyunca, her birinin kendine özgü farklı gelişimsel görevleri, özellikleri ve gereksinimleri bulunan bir takım gelişim dönemlerinden geçmektedirler. Gelişim dönemleri içerisinde hızlı gelişim ve değişimleri içinde barındıran ergenlik dönemi bireylerin birçok zorlukla mücadele etmelerini gerektirmektedir. Bu dönem gençlerin, fiziksel değişimleri çok hızlı bir şekilde yaşanması ile birlikte değişen bedenlerine uyum sağlamakta zorlanması gibi durumları kapsaması bakımından beden imajı açısından kritik bir dönemdir (Ekşi vd., 2016).

Ergenlik döneminin ardından gelen beliren yetişkinlik döneminde ise fiziksel görünüme verilen önemin devam ettiği görülmektedir.  Özellikle sosyal anksiyete sorunu yaşayan bireylerin, sosyal görünüşte algılanan kusurlara bağlı olarak toplum eleştirisinden ve yargılanmaktan korktuğu görülmektedir (Moscovitch, 2009). Yaşanan bu korku bireyde sosyal görünüş kaygısının ortaya çıkması açısından risk oluşturmaktadır. Hart ve arkadaşları (2008), bireyin fiziksel görünüşünden dolayı çevresindeki insanlar tarafından olumsuz değerlendirileceği ve eleştirileceği korkusunu sosyal görünüş kaygısı olarak tanımlamaktadır. Fiziksel görünümden dolayı yaşanan bu kaygının, bireyin yaşamı üzerinde olumsuz etkilerinin bulunduğu ifade edilmektedir (Dindar ve Akbulut, 2015). Alden ve Taylor (2004), sosyal görünüş kaygısı yaşayan bireylerin, diğerleri tarafından reddedilme ihtimali olduğu için bu kişilerin daha az samimi davranışlar sergilediğini ifade etmiştir.

Sosyal görünüş kaygısı yaşayan bireylerin kendilerini sosyal ortamlardan soyutlaması ve daha fazla yalnızlık yaşamaları onların farklı aktivitelere yöneltmektedir. Bu aktivitelerin başında teknoloji ve internet ile zaman geçirmek gelmekte ve bireyler sanal ortamlarda sosyalleşme gereksinimini karşılamaktadır. Böylelikle internet ile geçirilen sürenin giderek artması sonucu bireylerin internet bağımlılığı riski de artmaktadır. Üniversite öğrencilerinde internet bağımlılık düzeyi ile sosyal görünüş kaygısı arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmektedir (Baltacı vd., 2021). Traş ve arkadaşları (2019) çalışmalarında, sosyal görünüş kaygısı ve problemli internet kullanımı ile genel aidiyet duygusunun, Facebook yoğunluğunu anlamlı düzeyde yordadığını ifade etmişlerdir. Ayrıca Öztosun (2018) çalışmasında, sosyal destek ve sosyal dışlanma deneyimlerinin internet bağımlılığını etkilediğini belirtmiştir.

Mevcut çalışma; sosyal dışlanma, sosyal görünüş kaygısı ve internet bağımlılığı arasındaki ilişkilerin yapısal eşitlik modeli ile incelenmesini amaçlamaktadır. Literatür incelendiğinde; sosyal dışlanma, sosyal görünüş kaygısı ve internet bağımlılığının birlikte incelendiği bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu açıdan literatüre önemli katkı sunacağı düşünülmektedir.

Araştırma Yöntemi

Araştırma, betimsel araştırma yöntemlerinden birisi olan ilişkisel tarama modeline göre yapılandırılmıştır.  İlişkisel tarama yöntemi; birden çok değişken arasındaki ilişkinin varlığını ve derecesini ortaya koymak için kullanılan bir araştırma yöntemidir (Büyüköztürk vd., 2016). Çevrimiçi ortamda hazırlanmış form aracılığıyla 2023-2024 akademik yılında farklı bölümlerde öğrenim görmekte olan toplam 520 üniversite öğrencisinin doldurduğu veri seti incelendiğinde, aykırı değerlerin tespit edilmesi amacıyla Mahanolobis uzaklık değeri hesaplanmıştır. Aykırı değer olarak görülen 4 veri çalışma grubundan çıkarılmıştır. 516 üniveriste öğrencisinin veri seti araştırmaya dahil edilmiştir.  Araştırmanın çalışma grubunu, 429 kadın (%83.1) ve 87 erkek (%16.9) olmak üzere toplam 516 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Katılımcıların yaş ortalaması 20.21’dir.

Üniversite öğrencilerinin sosyal dışlanma düzeylerini belirlemek amacıyla Sertelin-Mercan tarafından Türkçe geçerlik güvenirlik çalışması yapılmış olan iki boyuttan ve 11 maddeden oluşan “Sosyal Dışlanma Ölçeği” kullanılmıştır.  Bu çalışma için ölçeğin iç tutarlılık katsayısı; ölçek toplamı için .88, görmezden gelinme alt boyutu için .90 ve dışlanma alt boyutu için ise .87 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin sosyal görünüş kaygısı düzeylerini ölçmek için Doğan (2010) tarafından Türk kültürüne uyarlama ve geçerlik güvenirlik çalışması yapılan tek boyuttan ve 16 maddeden oluşan “Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği” kullanılmıştır. Bu çalışma için ölçeğin iç tutarlılık katsayısı .90 olarak bulunmuştur. İnternet bağımlılık düzeyleri ise Kutlu ve arkadaşları (2016) tarafından Türkçe’ye uyarlama çalışması yapılan tek boyuttan ve 12 maddeden oluşan “Young İnternet Bağımlılığı Testi – Kısa Formu” ölçeği ile test edilmiştir. Bu çalışma için ölçeğin iç tutarlılık katsayısı .88 olarak bulunmuştur. Ayrıca katılımcı öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri hakkında bilgi edinmek için araştırmacılar tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır.

Verilerin analizinde ilk olarak değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesi amacıyla IBM SPSS 26 programı kullanılarak korelasyon analizi, ardından ise AMOS 22 programı kullanılarak yol analizi (path analysis) yapılmıştır. Gözlenen ve gizil değişkenler arasındaki toplam etkinin, doğrudan ve dolaylı etkinin incelenmesine olanak sağlayan bir tekniktir (Karagöz, 2019). Bu çalışma görmezden gelinme, dışlanma, sosyal görünüş kaygısı ve internet bağımlılığı gizil değişkenleri ile yürütülmüştür.

 

 

 

Beklenen/Geçici Sonuçlar

Veriler üzerinde korelasyon yapılmadan önce normallik dağılımı ile basıklık-çarpıklık değerleri hesaplanmıştır. Basıklık-çarpıklık değerlerinin ±1,5 aralığında bulunduğu ve normal dağılıma uygun olduğu görülmüştür. Verilerin normal dağılımının test edildiği durumlarda basıklık ve çarpıklık değerlerinin +1,5 ve -1,5 aralığında olması kriter olarak kabul edilmektedir (Tabachnick ve Fidell, 2013).

Araştırmadan elde edilen bulgular incelendiğinde üniversite öğrencilerinin görmezden gelinme düzeyleri ile sosyal görünüş kaygısı (r=.53, p<.01) ve internet bağımlılık düzeyleri (r=.46, p<.01) arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Dışlanma düzeyleri ile sosyal görünüş kaygısı arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır (r=.26, p<.01). Dışlanma düzeyi ile internet bağımlılık düzeyi arasındaki ilişki ise pozitif yönlü düşük düzeyde anlamlıdır (r=.11, p<.05). Öğrencilerin sosyal görünüş kaygıları ile internet bağımlılık düzeyleri arasındaki ilişkinin ise pozitif yönlü anlamlı olduğu görülmüştür (r=.41, p<.01).

Gözlenen değişkenlerle yürütülen yol analizlerinden ziyade gizil değişkenlerle yürütülen yol analizlerinin sonuçlarının daha güvenilir olduğu bilinmektedir (Karagöz, 2019). Daha güvenilir sonuçlar elde etmek amacıyla çalışmamızda yol analizi gizil değişkenlerle yürütülmüştür. İnternet bağımlılığı, sosyal görünüş kaygısı, dışlanma ve görmezden gelinme değişkenleri arasında yol analizine yönelik oluşturulan modelin uyum indeks değerleri =2.53, RMSEA=.05, SRMR=.06, CFI=.93, TLI=.92, GFI=85, AGFI=83 ve IFI=.93 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen bu değerler uyum sınırları içinde olup, modelin kabul edilebileceğini göstermektedir.

Yol analizi sonuçlarına göre; sosyal dışlanmanın görmezden gelinme boyutunun hem sosyal görünüş kaygısını (β=.76, p<.01) hem de internet bağımlılığını (β=.26, p<.01) anlamlı düzeyde yordadığı bulunmuştur. Sosyal dışlanmanın dışlanma alt boyutunun sosyal görünüş kaygısı (β=.02, p<.05) ve internet bağımlılığı (β=-.09, p<.05)  üzerinde sınırlı da olsa bir etkisinin olduğu görülmüştür. Sosyal görünüş kaygısı ise internet bağımlılığını pozitif yönde anlamlı düzeyde yordamaktadır (β=.12, p<.05). Görmezden gelinme ve dışlanma boyutları birlikte sosyal görünüş kaygısına ilişkin toplam varyansın %32’sini açıklamaktadır. Görmezden gelinme ve dışlanma boyutları ile sosyal görünüş kaygısı birlikte internet bağımlılığına ilişkin toplam varyansın %27’sini açıklamaktadır. Ayrıca görmezden gelinme boyutunun sosyal görünüş kaygısı üzerinden internet bağımlılığı üzerinde sınırlı da (β=.09) olsa dolaylı etkisinin olduğu görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Sosyal dışlanma, sosyal görünüş kaygısı, internet bağımlılığı, üniversite öğrencileri

Kaynakça

Abayhan, Y., ve Aydın, O. (2014). Sosyal etki kuramı bağlamında psikolojik dışlanma: dışlayan ve dışlanan grup üyesi sayısının temel ihtiyaçlara yönelik tehdit algısı üzerindeki etkisi. Türk Psikoloji Dergisi, 29(73), 108-121.

Akın, A., Uysal, R., ve Akın, Ü. (2016). Ergenler için ostrasizm (sosyal dışlanma) ölçeğinin Türkçe’ye uyarlanması. Kastamonu Eğitim Dergisi, 24(2), 895-904.

Baltacı, U. B., Yılmaz, M., & Traş, Z. (2021). The Relationships between Internet Addiction, Social Appearance Anxiety and Coping with Stress. International Education Studies, 14(5), 135-144.

Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2016). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem Yayıncılık.

Carleton, R. N., Collimore, K. C., & Asmundson, G. J. (2007). Social anxiety and fear of negative evaluation: Construct validity of the BFNE-II. Journal of Anxiety Disorders, 21(1), 131-141.

Dindar, M., ve Akbulut, Y. (2015). Role of self-efficacy and social appearance anxiety on gaming motivations of MMOFPS players. Computers and Education, 81, (26-34).

Doğan, T. (2010). Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği’nin (SGKÖ) Türkçe uyarlaması: geçerlik ve güvenirlik çalışması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 39(39), 151-159.

Ekşi, H., Arıcan, T., ve Yaman, G. (2016). Meslek lisesi öğrencilerinin riskli davranışlarının yordayıcısı olarak sosyal görünüş kaygısı ve mükemmeliyetçilik. Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 17(2), 527-545.

Kağıtçıbaşı, Ç. (2010). Benlik, aile ve insan gelişimi: Kültürel psikoloji. İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları.

Karagöz, Y. (2019). SPSS 23 ve AMOS 23 uygulamalı istatistiksel analizler (2. Baskı). Ankara: Nobel Yayıncılık.

Kutlu, M., Savcı, M., Demir, Y., ve Aysan, F. (2016). Young İnternet Bağımlılığı Testi Kısa Formunun Türkçe uyarlaması: Üniversite öğrencileri ve ergenlerde geçerlilik ve güvenilirlik çalışması. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 17(1), 69-76.

Levinson, C. A., Rodebaugh, T. L., White, E. K., Menatti, A. R., Weeks, J. W., Iacovino, J. M., & Warren, C. S. (2013). Social appearance anxiety, perfectionism, and fear of negative evaluation. Distinct or shared risk factors for social anxiety and eating disorders?. Appetite, 67, 125-133.

Moscovitch, D. A. (2009). What is the core fear in social phobia? A new model to facilitate individualized case conceptualization and treatment. Cognitive and Behavioral Practice, 16(2), 123-134.

Oktan, V. (2012). The predictive power of body image and rejection sensitivity on subjective well-being. BAŞ EDİTÖR, 120.

Öztosun, A. (2018). Ergenlerde algılanan sosyal destek ve sosyal dışlanma deneyimlerinin internet bağımlılığını yordayıcılığı (Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Sertelin-Mercan, Ç. (2016). Ergenler için Sosyal Dışlanma Ölçeği: Türkçe geçerlik ve güvenirliği. HAYEF Journal of Education, 13(2), 175-186.

Tabachnick, B. G., Fidell, L. S., & Ullman, J. B. (2013). Using multivariate statistics (Vol. 6, pp. 497-516). Boston, MA: pearson.

Traş, Z., Öztemel, K., & Baltacı, U. (2019). Role of problematic Internet use, sense of belonging and socialappearance anxiety in facebook use intensity of university students. International Education Studies (IES), 12(8).

Wesselmann, E. D., Michels, C., & Slaughter, A. (2019). Understanding common and diverse forms of social exclusion. Current directions in ostracism, social exclusion and rejection research, 1-17.

Williams, K. D., & Nida, S. A. (2011). Ostracism: Consequences and coping. Current Directions in Psychological Science, 20, 71–75.