Duvar Kitabevi Kırtasiye ve Müz. Tük. Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti, İzmir, 2025
Postpartum
ya da puerperal dönem, doğumun 3. aşaması olan yavru zarlarının atılmasını da
kapsayan, doğumdan sonra genital sistemin gebelik öncesi durumuna geri döndüğü
bir süreçtir (Sheldon & Dobson, 2004). Doğum sonrası genital kanal büyük
ölçüde gebelik öncesi haline geri dönse de, hiçbir zaman gebe kalmadan önceki
halini alamaz. Bunlardan en önemlisi, gebelik öncesi boyutlarına hiçbir zaman
dönmeyen serviks ve uterusun büyüklüğüdür (Hafez & Hafez, 2016). Doğum
sonrası dönemde, endokrin durum ve bağışıklık sistemi fonksiyonunda,
enfeksiyonlara yanıt vermek, uterus involüsyonunu kolaylaştırmak ve sonraki bir
gebeliğin meydana gelme olasılığını artırmak için hassas bir şekilde kontrol
edilen düzenlenmiş değişiklikler vardır (Wathes et al., 2009). Yavru ile anne
arasındaki endokrin ve immün regülasyon implantasyondan önce başlatıldığından,
buzağılama ile ilgili indüklenen inflamatuar mekanizmalar ile alakalı
çalışmalar vardır (Chapwanya et al., 2012). Bu seminerde ineklerde postpartum
süreci gerçekleşen hormonal, immünolojik ve histolojik olaylar ile
birbirlerinin etkileşimleri hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Postpartum
dönem, süt inekleri için kritik bir geçiş sürecidir ve uterus immünitesi, bu
dönemde enfeksiyonlara karşı koruma sağlar (Singh et al., 2008). Uterus, doğum
sonrası bakteriyel kontaminasyona karşı doğuştan ve edinsel immün yanıtlarla
korunur, ancak negatif enerji dengesi (NEB) gibi faktörler immün fonksiyonları
baskılayabilir (LeBlanc, 2012). Son araştırmalar, uterus mikrobiyotasının
dengesizliğinin (disbiyozis) endometritis riskini artırdığını göstermektedir
(Sheldon et al., 2018). Ayrıca, postpartum uterus hastalıkları, fertiliteyi
olumsuz etkileyerek ekonomik kayıplara yol açar ve bu hastalıkların önlenmesi için
beslenme yönetimi, aşılar ve hijyen uygulamaları önemlidir (Kalacho, 2024).