SELCUK 12th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, Konya, Türkiye, 23 - 25 Mayıs 2025, ss.11-12, (Özet Bildiri)
Yeşil tüketim çalışmalarında sıklıkla ifade edilen tutum-davranış boşluğu, bireylerin yeşil
tüketim konusunda olumlu tutum ya da niyetlere sahip olmasına rağmen bu tutum ve niyetlerin
gerçek yeşil satın alma davranışına dönüşme oranının oldukça düşük olmasıdır. Araştırmalar
söz konusu tutum-davranış boşluğunun nedenleri ile ilgili yeşil ürün fiyatı, bulunabilirlik,
erişilebilirlik, durumsal koşullar ve kültürel özellikler gibi bir takım etkenlerin varlığını işaret
etse de konu hakkında kapsamlı bir açıklamaya henüz ulaşılamamıştır. Bu kapsamda özellikle
kültürel farklılıkların yeşil tüketim davranışı üzerindeki etkisinin detaylandırılmasında fayda
görülmektedir. Çalışmalar Hofstede’nin kültürel boyutlarından, uzun dönem yönelimli ya da
kolektivist toplumların yeşil tüketim konusunda bireyci toplumlara göre daha istekli olduğunu
göstermektedir. Ancak bu noktada kültürün yavaş da olsa zamanla değişebileceği dikkatlerden
kaçırılmamalıdır. Özellikle son dönemlerde bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan değişim,
toplumlar arasındaki etkileşim düzeyini artırmış olup birey öncesine göre çok daha yoğun bir
şekilde farklı kültürlerin etkisine maruz kalmıştır. Bu durum, pek çok kültürel özellik gibi
Hofstede’nin kültürel boyutlarının karakteristik özelliklerinin de değişmiş olabileceği anlamına
gelmektedir. Söz konusu değişimin önemli bir örneği olan “kolektivist ikilem” kavramı,
özellikle internet ve sosyal medya gibi iletişim araçları vasıtasıyla bireyci kültürel değerlere
daha fazla maruz kalan kolektivist bireyin, sahip olduğu geleneksel değerlerle çatışma yaşaması
olarak tanımlanabilir. Bir diğer ifade ile kolektivist ikilem yaşayan birey, geçmişten getirdiği
kolektivist özellikleri ile sonradan etkisinde kaldığı bireyci değerler arasında sıkışabilmektedir.
Bu durum henüz tam olarak kişisel zemini sağlamlaşmamış ya da bireysel arzuları nispeten
daha yüksek olan genç kuşaklarda daha belirgin hissedilebilmektedir. Bu tarz değişiklikler
diğer kültürel kalıplar ya da boyutlar için de benzer geçerliliğe sahiptir. Yapılan literatür
incelemesinde kültür konusundaki bu değişimin özellikle yeşil tüketim konusunda göz ardı
edildiği görülmektedir. Dolayısıyla, yeşil tüketim davranışının kolektivist ikilem gibi güncel
kültürel kavramlar temelinde ele alınması gözlemlenen tutum-davranış boşluğunun daha
derinlemesine anlaşılmasına katkı sağlayabilecektir. Bu amaç doğrultusunda bu çalışma söz
konusu kavramları tartışamaya açarak dikkate alınmasını önermektedir.
The attitude–behavior gap, which is frequently expressed in green consumption studies, is that
although individuals have positive attitudes or intentions towards green consumption, the rate
of conversion of these attitudes and intentions into actual green purchasing behavior is quite
low. Although studies indicate the existence of a number of factors, such as green product price,
availability, accessibility, situational conditions, and cultural characteristics related to the
causes of this attitude–behavior gap, a comprehensive explanation of the subject has not yet
been reached. In this context, it is beneficial to elaborate on the effects of cultural differences
on green consumption behavior. Studies show that Hofstede's cultural dimensions, long-term
oriented or collectivist societies are more willing to consume green than individualist societies.
However, it should be noted that culture can change over time, albeit slowly. In particular,
recent changes in information and communication technologies have increased the level of
interaction between societies, and individuals have been exposed to the influence of different
cultures much more intensely than before. This means that the characteristics of Hofstede's
cultural dimensions, including many cultural characteristics, may have changed. The concept
of the ‘collectivist ambivalence,’ which is an important example of this change, can be defined
as the conflict between the collectivist individual, who is more exposed to individualist cultural
values through communication tools such as the Internet and social media, and the traditional
values that they hold. In other words, an individual experiencing a collectivist ambivalence may
be stuck between the collectivist characteristics he/she has brought from the past and the
individualist values he/she has been influenced by later. This situation can be felt more clearly
in younger generations whose personal grounds have not yet been fully consolidated or whose
individual desires are relatively higher. These changes are valid for other cultural patterns and
dimensions. In the literature review, it was seen that this change in culture has been ignored,
especially in green consumption. Therefore, addressing green consumption behavior on the
basis of current cultural concepts, such as collectivist ambivalence, may contribute to a deeper
understanding of the observed attitude-behavior gap. For this purpose, this study opens these
concepts into a discussion and suggests that they be taken into consideration.