7th International Zeugma Conference On Scientific Research, Gaziantep, Türkiye, 21 - 23 Ocak 2022, cilt.1, ss.285-292
Akletmenin zorunlu tek koşulu özgürlük olduğuna göre, -kendimiz için istiyorsak o halde buözgürlüğü herkes için uygulanacak bir yasa haline getirmeli- bunu felsefenin öncelikli yasasıkılmalıyız. İşte en az kendi düşünsel özgürlüğümüz kadar ötekinin düşünce özgürlüğünü de teminataltına almayı esas alacak bu yaklaşımı ‘etik metafizik’ olarak niteleyebiliriz. Akletmenin temelkoşulunun özgürlük ve bu özgürlüğün teminatının da epistemik tevazu olduğunu belirledikten sonra buetik zemin üzerine inşa edilecek eleştirel felsefe ya da çoğulcu rasyonalitenin imkânı, akıl ve özgürlükilişkisinin dini rasyonalite ile uygunluğunu araştırmayı gerektirmektedir. İbn Rüşd’e göre akıl-vahiyilişkisi ya da din ile felsefe iki ayrı gerçek değildir. Bilakis aynı gerçekliğin iki farklı ifadesinden [ikifarklı dil oyunu] başka bir şey değildir. Amaç eğer kolaylaştırmaksa felsefi ya da entelektüalist dinformlarının insan yaşamını kolaylaştırmayıp bilakis zorlaştırdığı görülmektedir. Çünkü rasyonalistmetodolojinin kesin bilgiyi elde etme motivasyonundan kaynaklanan mutlakiyetçi, totaliter veemperyal ihtiraslarına rağmen, bilimsel bulgular göstermektedir ki en kuvvetli hafıza duygusalhafızadır. Rasyonalist paradigmanın temel savları aksine aslında yaşamımızı aklımızdan çokduygularımız yönlendirmektedir. Beyin uzmanlarının araştırma sonuçlarına göre, eğer sadece birkaçcümle ile ifade edilmesi gerekse ne söylenebileceğinden hareketle beynin en karakteristik niteliklerişöyle sıralanmaktadır; Beynin öğrenmesi entelektüel bir mimariden ziyade, tamamen duygusal bağkurmasına bağlıdır. Homo Sapiens olarak insanın temel özelliği budur; Duygusal olarakbağlanamadığımız bir şeyi öğrenemeyiz. Duygular bir yan ürün değildir, bilakis beynin çalışmasınıntemel yapıtaşlarıdır. Bu nedenle, duygulara hitap etmeyen şeyler hafızada ancak çok kısa bir sürekalabilmekte, akabinde ise hemen yok olup gitmektedir. Yaşantı ve bilgileri duygulara dönüştüren engüçlü faktör ise acılar ve kederlerdir. Bu nedenle acılar adeta yaşadıklarımızın yok olup gitmesiniengelleyen muhafızlar gibidir. Bu çalışmada otokritik temelli bir etik metafizik ve doğal sonucu olarakgelişmesi beklenen bir minimal felsefe paradigmasının, hayatın çok değerliliğini temel alan dinirasyonalite ile tutarlılığını değerlendirmeyi umuyoruz.
(PDF) Entelektüalitenin Tek Değerli Rasyonalitesi mi Yaşamın Çok Değerli Rasyonalitesi mi?. Available from: https://www.researchgate.net/publication/359365236_Entelektualitenin_Tek_Degerli_Rasyonalitesi_mi_Yasamin_Cok_Degerli_Rasyonalitesi_mi [accessed Aug 02 2022].