Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji Polikliniğine Başvuran Diabetli Hastaların Bazı Beslenme Davranışları ve HbA1c Düzeyleri


Pehlivan E., Günaydın Y.

15.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Bursa, Türkiye, 2 - 06 Ekim 2012, ss.1126-1128

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Bursa
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1126-1128
  • Yozgat Bozok Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş ve Amaç: Dünya Sağlık Örgütü Tip II diyabeti yeni bin yılın en önemli halk sağlığı sorunları arasında kabul etmektedir. Diyabetli kişilerin% 80'den fazlası, düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. DSÖ diyabete bağlı ölümlerin 2005 ve 2030 yılları arasında iki katına çıkacağını tahmin etmektedir. 2004 yılında, tahminen 3,4 milyon kişi yüksek kan şekeri sonucu hayatını kaybetti. Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, normal vücut ağırlığını korumak tip 2 diyabetin başlangıcını önleyebilir veya geciktirebilir. Tip II diyabet giderek yaygınlaşan bir hastalıktır. Hastalığın kanda HbA1c testi ile izlenmesi çok önemlidir. Hastalığın takibi amacıyla endokrin servislerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu araştırmada, Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji Polikliniğine başvuran II diyabetli hastaların bazı beslenme davranışları ile HbA1c düzeyleri incelenmiştir.Gereç ve Yöntem: Araştırma zamana göre kesitsel tipte bir araştırmadır. Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji Polikliniğine başvuran tip II diyabetli yetişkin hastalar araştırmanın evrenini oluşturmuştur. Hastane polikliniğine 2011 Yılı Şubat –Mayıs ayları boyunca 4 ay süreyle polikliniğe başvuran tüm hastalar araştırma kapsamına alınmış, anılan sürede 500 hasta araştırma kapsamına girmiştir. Veri toplama yüz yüze anket tekniği ile yapılmıştır. Hastaların sosyodemografik, ve beslenme davranışları sorgulanmış, antropometrik ölçümler alınmış ve HbA1c düzeyleri hastane biyokimya laboratuar sonuçlarından elde edilmiştir. Araştırmanın bağımlı değişkeni HbA1c düzeyi, araştırmanın bağımsız değişkenleri ise: yaş, cinsiyet ve beslenme davranışlarıdır. Verilerin SPSS 15.0 paket programında değerlendirildi. Verilerin analizinde ortalama değerler, yüzdelikler, bağımsız örneklerde t testi ve ki-kare testi kullanıldı. Bulgular: Çalışma kapsamına giren hastaların %42’si (210 kişi) erkek, % 58’i (290 kişi) kadındır. Erkeklerin beden kitle indeksi ortalaması 27,83±4,58 kg/m2, kadınların beden kitle indeksi ortalaması 31,35±6,40 kg/m2 olarak birbirinden farklı bulunmuştur (p<0.05). Hastaların açlık kan şekeri ortalaması 204,23±95,16’tir. Bu ortalama erkeklerde 201,67±91,85, kadınlarda 206,08 ±97,59 mg/dl’ olarak benzer şekilde elde edilmiştir (p>0.05). HDL kolesterol düzeyi erkeklerde 42,61 ± 11,56 mg/dl, kadınlarda ise 47,31±12,07 mg/dl olarak anlamlı derecede farklı bulunmuştur (p<0.05). Araştırmaya katılan erkeklerin HbA1c ortalaması 9,09±2,36, kadınların HbA1c ortalaması 9,12±2,57 mg/dl’dir. İki ortalama arasında farklılık yoktur (p>0.05). BKİ 29,9 kg/m2 olanların HbA1c ortalaması 9,5±2,5 BMI 30 ve üzeri olanların HbA1c ortalaması 8,6±2,3 mg/dl olarak elde edilmiştir. BKİ 29,9 kg/m2 olanların HbA1c ortalaması 9,5±2,5 BKİ 30 ve üzeri olanların HbA1c ortalaması 8,6±2,3 mg/dl olarak farklı elde edilmiştir (p<0.05). Bu durum, daha düşük kilolularda hastalığın daha ileri evrede olabileceği veya glisemik kontrolün tedavi ile daha iyi ayarlandığını düşündürmüştür. Hastaların %96’sı kahvaltı yaptıklarını, %56,8’i tadına bakmadan yemeklere tuz koymadıklarını, %39,4’ü yemeğin tadına bakarak tuz koyduklarını, %70,6’sı günde 10 bardaktan az, %25,2’si ise 10 bardaktan çok çay içtiklerini, %85,4’ü hiç kahve içmediklerini, %14,6 sı 1-2 fincan kahve içtiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca diyabet hastalarının %76,4’ü günde 10 bardağa kadar ayran içtiklerini, %42,4’ü hiç süt içmediğini, %65,8’i çaya şeker katmadıklarını, %98’ü hiç alkol almadıklarını belirtmişlerdir. Hastaların %82.8’i yemeklerde yalnızca sıvı yağ , %7,4’ü ilaveten margarin, %9,8’i ise ilaveten hayvansal yağ kullandıklarını belirtmişlerdir. Hastaların %79’u hiç kepekli ekmek, %87,4’ü çavdar ekmeği tüketmediklerini, % 65’ ise sadece beyaz ekmek tükettiklerini belirtmişlerdir. Araştırma kapsamına girenlerin %47,6’sı son bir yıl içinde daha az yağlı yemek yediklerini, %53,4’ü daha çok sebze yediklerini, %55,6’sı daha az şeker tükettiklerini, %49,2’si daha az tuz tükettiklerini bildirmişlerdir. Yemeklerde sıvı yağ kullananların %24,6’sı HbA1c ‘de hedef değeri (6,5-7.0) tutturdukları, sıvı yağa ilaveten margarin kullananların % 21,6’sı, ilaveten hayvansal yağ kullananların ise %16’3’ü hedef değeri tutturdukları tespit edilmiştir. Yemeklerde tüketilen yağın türü ile HbA1c değerlerine (hedef değer, düşük risk, yüksek risk) gruplarına dağılım arasında bir fark bulunmamıştır (X2 =2.518, SD=4, p>0.05). Günlük diyette beyaz ekmek tüketmeyen hastaların (%35.0) HbA1c değerleri yönünden hedef değeri tutturanlar %22,3, günde 10 dilime kadar beyaz ekmek tüketen hastalardan (%40,6) tutturanlar %24,1’ günde 11-20 dilim arasında beyaz ekmek yiyenlerden (%24,4) ise yalnızca %24,6’sı hedef değeri tutturdukları saptanmıştır. HbA1c yönünden “hedef” (6.5-7.09, “düşük risk” (7,1-9.0) ve “yüksek risk” (9,1+,) değerlerine dağılım ile beyaz ekmek tüketmeme ve tüketim miktarları arasında bir ilişki kurulamamıştır (X2=2.113, SD=4, p>0,05). Tartışma, sonuç ve öneriler: Eğitim ve Araştırma hastanesine başvuran diyabet hastalarının HbA1c düzeyleri yüksek risk sınırında bulunmaktadır. Erkeklerde ortalama değer 9,09±2,36, kadınlarda 9,12±2,57 ile benzerlik göstermektedir. Hastaların %96’sı her gün kahvaltı yapmaktadır. Çakmakçı’nın yapmış olduğu bir çalışmada kahvaltı yapanlar %98’dir.1 Bu çalışmada hiç çay içmeyenler %4.2 iken, hiç kahve içmeyenler %85,4’tür. Tuomiletho ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada erkeklerin %17,9’u, kadınların ise %18,1’i günde 1-2 fincan kahve tükettiklerini tespit etmiş ve kahve tüketimindeki artış ile diyabet riskinde azalış arasında bir ilişki bulmuştur. Ancak kafeinli veya kafeinsiz kahve tüketimi ile diyabet riski arasında bir fark bulunmamıştır. Aynı araştırmada çay tüketimi ile diyabet riski arasında da bir ilişki bulunmadığı bildirilmektedir.2 Araştırma grubunda HbA1c düzeyi ve tüketilen yağın cinsine bakıldığında, bitkisel yağ kullananların HbA1c ortalaması 9,1±2,5, margarin kullananların 9,0±2,5, bitkisel yağ+hayvansal yağ kullananların ise 9,2±2,4 olarak bulunmuştur. HbA1c düzeyi ve tüketilen yağ arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (P>0.05). Harding ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada diyette alınan doymuş yağların HbA1c düzeyini olumsuz yönde etkilediği, tekli doymamış ve çoklu doymamış yağların ise etkilediğine dair herhangi bir kanıtın olmadığını belirtmişlerdir.3 Araştırmaya katılan diyabetli hastaların ekmek yeme durumuna bakıldığında; beyaz ekmek yiyenler % 65, kepekli ekmek yiyenler ise % 21’dir. Baban’ın yapmış olduğu çalışmada diyabetik hastaların %24,2’si beyaz ekmek, %75,8’i de bu araştırma sonuçlarından farklı olarak esmer ekmek ve benzerlerini tercih edilmektedir.4 Farklılığın sebebi o çalışmaya katılan hastaların diyabetik beslenme konusunda daha bilinçli olmasından kaynaklanıyor olabilir. Bu çalışmada ise Doğu Anadolu’da bulunması sebebiyle katılımcıların büyük çoğunluğunun tükettikleri ekmeği kendi evlerinde yapıyor olmaları gösterilebilir. Bir diğer sebep ise, kepekli ekmek yeme alışkanlığının bölgede yerleşmemiş olmasından kaynaklanabilir. Halbuki Nielsen ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada diyabetik hastalarda karbonhidrat kısıtlamasının HbA1c düzeyinin normal değerlere ulaşılabilmesi açısından önemli bir faktör olarak bulunmuştur. Çalışmada karbonhidrat kısıtlamasına gidilen hastalarda, yüksek karbonhidrat diyeti alan hastalara göre HbA1c düzeyleri 8,1’den 7,1’e anlamlı bir şekilde düşmüştür.5 Sonuç olarak, kronik komplikasyonların ortaya çıkışının engellenmesi ve yaşam kalitesinin geliştirilmesi için diyabetiklerde glisemik kontrolün sağlanması oldukça önemlidir. Bu çalışma sonucunda hastaneye başvuran diyabetik hastaların hedeflenen HbA1c değerlerinee ulaştıracak beslenme davranışları göstermedikleri görülmüştür. Hastaların farkındalıklarının arttırılması ve sürekli eğitimleri önerilebilir. Anahtar kelimeler: Tip 2 diyabet, HbA1c, Endokrin poliklinik