Regarding the conceptualisation of deliberative democracy, Carolyn Hendriks has proposed an integrated system in which the actors of the informal sphere (macro) and the actors of the formal sphere (micro) are integrated to form larger discursive fields (hybrid). Based on the assumption that digital environments in the network society constitute these discursive fields, Habermas‘ Discourse Ethics and Steenbergen et al.’s communicative principles of deliberative democracy form the basis of the study. In this framework, the study aims to reveal how the public spheres transformed by digital technologies and the normative conditions of the integrated/integrated deliberative system appear in terms of the communicative principles of deliberative democracy. In order to demonstrate this aim and to meet the concept of global deliberation, the campaign ‘Jerusalem must remain the capital of the Palestine’ on Change.org was analysed through case sampling. Document analysis was used as the data collection method based on the posts made in Turkish, English, French, Spanish and Arabic. Thematic and content analysis were used together to analyse the data. The results showed that the platform met the principle of universality in terms of bringing people from all over the world together and that its structure based on asynchronous communication provided the principle of justification at a high rate. However, the lack of qualitative data in the level and content of the justification negatively affected the result and it was observed that the justifications did not fully meet the principles of discursive equality and respect. Finally, it is concluded that citizens discuss current public issues in digital environments, but can meet the communicative principles of integrated/integrated deliberation to a limited extent.
Müzakereci demokrasinin kavramsallaştırılmasına ilişkin Carolyn Hendriks; gayri resmi alanın (makro) aktörleri ile resmi alanın (mikro) aktörlerinin bütünleşerek daha geniş söylemsel alanları (karma) oluşturduğuna yönelik entegre/bütünleşik bir sistem öne sürmüştür. Ağ toplumunda dijital ortamların bu söylemsel alanları oluşturduğu varsayımına dayanarak, Habermas’ın Söylem Etiğinden hareketle Steenbergen ve ark.’nın müzakereci demokrasinin iletişimsel ilkeleri çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu çerçevede çalışmada, dijital teknolojilerle dönüşüme uğrayan kamusal alanların ve beraberinde entegre/bütünleşik müzakereci sistemin normatif koşullarının, müzakereci demokrasinin iletişimsel ilkeleri açısından nasıl bir görünüm arz ettiğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amacın ortaya konulması ve küresel müzakere kavramını karşılaması açısından durum örneklemesiyle Change.org üzerinden “Kudüs Filistin’in Başkentidir ve Öyle Kalmalı” kampanyası analiz edilmiştir. Kampanyada Türkçe, İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Arapça dillerinde yapılan paylaşımlar ekseninde inceleme gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar platformun; dünyanın dört bir yanından insanları bir araya getirme noktasında evrensellik ilkesini karşıladığını ve eş zamansız iletişime dayalı yapısının yüksek oranda gerekçelendirme ilkesini sağladığını göstermiştir. Ancak gerekçe düzey ve içeriklerinde niteliksel verilerin azlığı sonucu olumsuz etkilemiş ve gerekçelerin söylemsel eşitlik ve saygı ilkelerini tam olarak karşılayamadığı görülmüştür. En nihayetinde, vatandaşların dijital ortamlarda güncel kamusal sorunları tartıştığı ancak entegre/bütünleşik müzakerenin iletişimsel ilkelerini sınırlı biçimde karşılayabildiği sonucuna varılmıştır.