8th INTERNATIONAL HALICH CONGRESS ON MULTIDISCIPLINARY SCIENTIFIC RESEARCH, İstanbul, Türkiye, 3 - 05 Aralık 2024, cilt.2, ss.65-71
Kanser, günümüzde en önemli sağlık sorunlarından biri olup, anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyerek normal sınırlardan çıkıp vücudun diğer bölümlerini işgal etmeye ve metastaz yapmaya başlamasıyla karakterize edilen geniş bir hastalık grubunu tanımlar. Kronik inflamasyon ve bağışıklık sisteminin zayıflaması, kanseri ölüme en sık yol açan hastalıklardan biri haline getiren önemli özelliklerindendir. Kanser hücreleri, tedaviye farklı yanıtlar verebilmektedir ve bunun temel nedeni bu hücrelerin hayatta kalmak için çeşitli adaptasyonlar geliştirmeleridir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, doğal bileşiklerin kanser riskini azaltıcı etkilerini ortaya koymuş ve bu bileşiklerin kanser tedavisinde kullanımına yönelik çalışmaların artmasına sebep olmuştur. Doğal kaynaklı ilaçların, sentetik ilaçlarla karşılaştırıldığında daha az yan etkiye sahip olması, bilim insanlarını bu alanda daha fazla araştırma yapmaya teşvik etmiştir. Bu bağlamda mantarlar ve alglerden türeyen simbiyotik organizmalar olan likenler, yüzyıllardır halk arasında çeşitli tedavi amaçlarıyla kullanılmaktadır. Likenler, çoğunlukla likenlere özgü olan ve 'liken maddeleri' olarak bilinen çeşitli metabolitler üretmektedir. Bugüne kadar yapıları belirlenmiş yaklaşık 800 farklı liken maddesi tanımlanmış olup, bu biyoaktif sekonder metabolitler likenlerden izole edilebilmektedir.Likenlerin antimikrobiyal, antifungal, antiviral, antiproliferatif, antioksidan ve antiflojistik gibi çeşitli biyolojik aktivitelere sahip olduğu belirtilmektedir. Diploschistes scruposus likeninin kanser hücre hatları üzerindeki etkisi, sağlıklı hücrelere zarar vermemesi ve yan etkilere yol açmaması nedeniyle, bu likenin potansiyel bir anti-kanser ajanı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Bu çalışmada, komet yöntemi kullanılarak HeLa (serviks kanseri hücre hattı) ve L929 (fibroblast hücre hattı) hücrelerinden elde edilen preparatlara D. scruposus liken ekstraktı uygulanmış ve genotoksisite ölçümleri yapılmıştır. Kontrol grubu ve uygulama grupları arasındaki DNA hasarları, kuyruk uzunluğu, kuyruk momenti ve % DNA hasarı (±SD) değerleri ölçülerek karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak konsantrasyon artışı ile kontrol grubu karşılaştırıldığında DNA hasarında artış olduğu tespit edilmiştir.