Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalına 2010-2015 Yılları Arasında Kemik Yaşı Tayini Nedeniyle Başvuran Olguların Değerlendirilmesi


Türkoğlu A., Tokdemir M., Sehlikoğlu K., Tunçez F. T., Cavlak N., Börk T.

Türkiye Klinikleri Adli Tıp ve Adli Bilimler Dergisi, cilt.13, sa.1, ss.1-7, 2017 (Hakemli Dergi)

Özet

Amaç: Yaş tespiti adli tıbbın önemli ve zor konularından biridir. Gelişmiş ülkelerde yaş tespiti genellikle kimlik tayini amacıyla yapılırken, ülkemizde nüfus kayıtlarının zamanında yapılmaması nedeni ile ceza ve hukuk davalarında yaş doğrulanması için yapılmaktadır. Adli yaş tayini değerlendirilmesinde en sık kullanılan yöntem fizik muayene ve radyolojik olarak kemik yaşı tespitinin yapılmasıdır. Bu çalışmada, ana bilim dalımıza adli makamlarca gönderilen kişilerin “Gök” ve “V. Gilsanz-O. Ratib” atlasları kullanılarak saptanan kemik yaşı sonuçlarının literatür ışığında retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda Ocak 2010- Nisan 2015 tarihleri arasında kemik yaşı tayini yapılan 140 kişi retrospektif olarak cinsiyet, tarih, kimlik yaşı, iddia edilen yaş, kemik yaşı ve geliş nedeni gibi değişkenler açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Yaş tayini tespiti yapılanların %65 (n=91)’i kadın, %35 (n=49)’i erkekti. Kemik yaşı tayini için başvuran olguların en sık %30 (n=42) ile cinsel saldırı veya cinsel taciz mağduru olduğu görülmüştür. Kadınların %59,3’nün kemik yaşı kimlik yaşından büyük iken, erkeklerin %61,2’sinde kemik yaşı ile kimlik yaşının uyumlu olduğu saptanmıştır. Sonuç: Bölgemizde cinsel istismar ve erken yaşta evlilik (çocuk gelinler) nedenleri ile adli makamlar tarafından kemik yaşı tayini oldukça sık istenilmektedir. Referans alınan atlaslarla karşılaştırılarak saptanan kemik yaşı, kişilerin gerçek yaşını yaklaşık olarak verebilmekle beraber özellikle ceza davalarında önemli sonuçlar doğurmaktadır. Bu çalışmada, bölgemizde sosyokültürel ve sosyoekonomik etkenlere bağlı olarak özellikle kadınların kemik yaşlarının kimlik yaşlarından anlamlı olarak büyük olduğu vurgulanmak istenmiştir.

Objective: Age determination is one of the important and hard topics in forensic medicine. While in advanced countries age determination is usually do to determination of identity, in our country age determination is done to confirm age in criminal and civil lawsuits owing to population records are not made on time. The most common methods of evaluation criminal age determination are physical examination and radiological bone age. The aim of our study is to assess the bone age determination by using “Gök” and “V. Gilsanz-O. Ratib” atlases persons which have been sent to our forensic medicine department by judicial majorities. Material and Methods: In our study, 140 persons indicated bone age between January 2010-April 2015 were retrospectively analyzed in point of variable like gender, date, identity age, alleged age, bone age and reason of contact. Results: It is found out that 65% of the persons were female and 35% of the persons were male. Persons of applying for determining the bone age most frequent 30% (42) persons were detected victims of sexual assault or sexual abuse. It has been determined that 59.3% of female have older bone age than identity age, while 61.2% of male have the same value of bone age and identity age. Conclusion: In our region, because of sexual abuse and early marriages (children brides) determining the bone age is asked very often by judicial majorities. The bone age, which is determined by comparing with referenced atlases, reveals people’s approximate real age and especially because it enlightens crucial results in criminal lawsuit. In this study our region was wanted to emphasize especially women's bone age is significant great than identity age due to sociocultural and socioeconomic factors.