SOSYAL, İNSAN VE İDARİ BİLİMLERDE İLERİ VE ÇAĞDAŞ ÇALIŞMALAR 1, Doç. Dr. Derya Fatma BİÇER,Doç. Dr. Yaşar ÖZ, Editör, DUVAR YAYINEVİ, İzmir, ss.344-353, 2023
Girişimciliğin kavramsal olarak tanımına bakıldığında birden çok tanımlamayla
karşılaşmak mümkündür. Bu tanımlama çeşitlerinin fazla olmasının sebebi aslında
girişimciliğin farklı boyutlarının bulunmasından kaynaklanmaktadır. Girişimcilik en dar
anlamıyla mevcut üretim yapısına farklı konseptler eklenerek çeşitli üretim tekniklerinin
geliştirilmesi, ürünün pazarlanma sürecinin tasarlanması, satışa sunulması ve satış sonucu kâr
elde etme sürecinin tamamını kapsayan bir faaliyettir.
13. Yüzyılda Fransızca “entreprendre” fiilinden oluşan ve İngilizcede “entrepreneur”
olarak kullanılan girişimci kavramı “bir şey yapmak, üzerine almak” anlamına gelmektedir.
Akademik olarak girişimci kavramı 18. Yüzyılda ilk kez iktisatçı Richard Cantillon tarafından
ürünleri mutlak ücretlerle satın alan ve henüz belirlenmemiş ücretlere satma riskini göz önünde
bulunduran kişi olarak kullanılmıştır. 1755 yılında Cantillon “Essai sur la nature du commerce
en general” adlı eserinde, girişimcinin risk alma özelliğini vurgulamaktadır. 20. Yüzyılın
başlarına gelindiğinde Schumpeter, ekonomik gelişmenin ve ilerlemenin temelini oluşturan güç
olarak ifade ettiği girişimcinin ekonomide değişim potansiyelinin temelini oluşturduğunu ifade
etmiştir.
Kavramsal olarak rekabet gücüne baktığımızda ise genellikle firma düzeyi, endüstri
düzeyi ve uluslararası düzey olmak üzere üç farklı boyutuyla ele alınmaktadır. Girişimcilik ve
rekabet gücü arasındaki ilişki birbirleri ile bağlantılı konular arasında ilişki kurularak
açıklanmaktadır.
Bu bağlamda çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde girişimciliğin
kavramsal ve tarihsel süreci ele alınmıştır. Girişimciliğin farklı yönleriyle ele alınması aynı
zamanda girişimciliğin rekabet gücü dahil bir çok unsuru etkilediğini göstermektedir. İkinci
bölümde ise rekabet gücünün temel belirleyicilerine değinilerek girişimcilik ile bağlantısı
kurulmaya çalışılmıştır. Çalışma büyük ölçüde mevcut literatürün taranarak güncel durumun kritik edilmesi
ile oluşturulmuştur