10. INTERNATIONAL DUBAİ SCIENTIFIC RESEARCH AND INNOVATION CONGRESS, Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri, 16 - 20 Nisan 2025, ss.832-839, (Tam Metin Bildiri)
Kanser, anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde proliferasyonu, çevre dokulara invazyonu ve diğer organlara metastaz yapmasıyla karakterize, çağımızın en önemli ve ölümcül hastalıklarından biridir. Kronik inflamasyon ve bağışıklık sisteminin zayıflaması, kanserin patogenezinde belirleyici faktörler arasında yer alır. Kanser hücrelerinin tedaviye verdiği farklı yanıtlar, bu hücrelerin hayatta kalabilmek için çeşitli adaptif stratejiler geliştirmesinden kaynaklanmaktadır. Mevcut tedavi yaklaşımlarının sınırlamaları göz önüne alındığında, kanser tedavisinde yeni stratejilerin araştırılması büyük önem taşımaktadır. Son yıllarda, doğal bileşiklerin kanser riskini azaltıcı etkilerine dair elde edilen bulgular, bu bileşiklerin tedavi potansiyelini inceleyen araştırmaların artmasına yol açmıştır. Likenler, mikobiyont ve fotobiyont arasındaki simbiyotik ilişkiyi temsil eden, biyolojik açıdan zengin organizmalardır. Ramalina farinacea likeni, sahip olduğu biyolojik aktif bileşenler nedeniyle yüzyıllardır farklı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu likenin, kanser hücre hatları üzerinde etkili olduğu ve sağlıklı hücreler üzerinde zararlı etkiler yaratmadan, yan etki göstermeden antikanser etkiler sergileyebileceği yönündeki bulgular, R. farinacea’nin potansiyel bir antikanser ajanı olarak değerlendirilmesini sağlamaktadır. Mevcut tedavi yöntemlerinin yan etkileri dikkate alındığında, R. farinacea’nin bu özellikleri oldukça değerlidir. Yapılan çok sayıda in vivo ve in vitro çalışmada, likenlerin kanser hücrelerine karşı daha yüksek sitotoksik etki gösterdiği ve antikanser aktivite sergilediği doğrulanmıştır. Bu çalışma, HT-29 (kolon kanseri) hücre hattına R. farinacea ekstraktının çeşitli dozlarda (25-500 µg) uygulanmasını içermektedir. Elde edilen sitotoksisite verileri, R. farinacea'nin doza bağımlı olarak hücre canlılığını azalttığını ve apoptoz ile nekroz süreçlerini aktive ettiğini göstermektedir. Sonuçlar, R. farinacea'nin bu hücre hatları üzerinde güçlü bir sitotoksik etki gösterdiğini ve bu bileşiğin kanser tedavisine yönelik gelecekteki çalışmalara katkı sağlayabileceğini ortaya koymaktadır.