İLETİŞİM ÇALIŞMALARI ALANINDA ULUSLAR ARASI ARAŞTIRMALAR II., DR. ÖĞR. ÜYESİ BÜŞRA FADİM SARIKAYA, Editör, EĞİTİM YAYINEVİ, Ankara, ss.109-131, 2024
Kırsal kalkınma, bir ülkenin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal gelişiminin temel taşlarından biridir. Kırsal bölgelerde yaşayan insanların refah düzeyini
artırmak ve bu alanlarda sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, ulusal kalkınma stratejilerinin önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ancak kırsal
bölgeler, genellikle kentsel alanlara kıyasla bir dizi zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Bu zorluklar arasında altyapının yetersizliği, sınırlı eğitim ve
sağlık hizmetlerine erişim, düşük teknoloji kullanımı, zayıf ekonomik fırsatlar ve tarım gibi sektörlerdeki verimlilik sorunları yer almaktadır (Gürlük, 2001).
Ayrıca, kırsal alanlarda genellikle işsizlik oranları daha yüksek olmakta, genç nüfusun büyük bir kısmı ise kentsel bölgelere göç etmek zorunda kalmaktadır.
Tarım, hayvancılık ve el sanatları gibi geleneksel ekonomik faaliyetlere dayanan kırsal ekonomiler, değişen dünya ekonomisi ve teknolojik gelişmelerle
yeterince rekabet edememekte, bu da kırsal alanların gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir (Bal vd., 2023). Tüm bu faktörler, kırsal bölgelerin kalkınmasını karmaşık hale getirmekte ve bu nedenle kırsal kalkınma süreçlerine çok boyutlu ve kapsamlı yaklaşımlar gerekmektedir.
Kırsal kalkınma, genel olarak kırsal toplulukların, çevrelerindeki kırsal alanların doğal yapısını bozmadan ekonomik ve sosyal koşulları iyileştirmek
için kamu sektörüyle işbirliği içinde kendi inisiyatiflerini ve çabalarını harekete geçirmeleri anlamına gelmektedir. Daha geniş bir perspektiften, kırsal alanlarda yaşayan, tarım, hayvancılık ve balıkçılık gibi mesleklerden geçimini sağlayan insanları ve toplumları, sosyo-ekonomik olarak ve onlara maddi ve manevi destek sağlayarak geliştirme çabaları kırsal kalkınma olarak ifade edilmektedir (Ongun ve Gövdere, 2015). Kırsal kalkınma, bir ülkenin ekonomik ve sosyal yapısının dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi açısından büyük bir öneme sahiptir.
Kırsal alanlar, genellikle tarımsal üretimin ve doğal kaynakların yönetiminin merkezi olup, hem ülkenin gıda güvenliğini sağlamada hem
de çevresel sürdürülebilirliği korumada kritik bir rol oynamaktadır. Kırsal bölgelerin ekonomik olarak güçlendirilmesi, sadece kırsal nüfusun yaşam
kalitesini artırmakla kalmaz, aynı zamanda genel ekonomik büyümeye de katkıda bulunur (Kanbak, 2018).
Kırsal kalkınma süreçlerinin etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi için sadece ekonomik ve altyapısal yatırımlar yeterli değildir; aynı zamanda bu
süreçlerin doğru bir şekilde planlanması ve toplum tarafından benimsenmesi de büyük önem taşır. Bu noktada, kitle iletişim araçları devreye girer. Kitle
iletişim araçları, kırsal bölgelerde yaşayan bireylere yeni bilgi ve beceriler kazandırmak, tarımsal yenilikleri ve kalkınma politikalarını yaymak, toplumsal
farkındalığı artırmak gibi önemli roller üstlenir (Ersöz, 2009). Aynı zamanda, kitle iletişim araçları aracılığıyla kırsal kesimlerin sesi duyulabilir, ihtiyaçları
daha geniş kitlelere ulaştırılabilir ve yerel sorunlara çözüm bulunabilir. Kırsal kalkınmanın sürdürülebilir ve kapsayıcı olabilmesi için kitle iletişim araçlarının
bu süreçteki stratejik rolü göz ardı edilemez (Kocadaş, 2004).
Kitle iletişim araçları, geniş kitlelere hızlı ve etkili bir şekilde bilgi aktarmayı sağlayan televizyon, radyo, gazete, dergi ve internet gibi medya
kanallarını kapsar. Bu araçlar, bilginin yayılmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumların kültürel, ekonomik ve sosyal gelişimlerinde de kilit bir
rol oynar (Şimşek, 2010). Kırsal kalkınma bağlamında, kitle iletişim araçları, kırsal bölgelerde yaşayan insanların bilgiye erişimini artırarak tarım, sağlık,
eğitim gibi hayati konularda farkındalık yaratır. Özellikle tarım teknolojileri, yeni üretim yöntemleri ve sürdürülebilir kalkınma stratejileri hakkında bilgi
sağlayarak çiftçilerin üretim kapasitelerini artırmalarına ve daha verimli bir şekilde çalışabilmelerine olanak tanır. Kitle iletişim araçlarının kırsal
kalkınmadaki önemi, sadece bilgi aktarımıyla sınırlı değildir; aynı zamanda kırsal bölgelerde yaşayan insanların dış dünyayla olan bağlarını güçlendirir
(Avcı ve Gözüm, 2017). Eğitim ve sağlık hizmetleri konusunda bilgilendirici yayınlar, halkın yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olurken, çeşitli devlet destek
programları hakkında yapılan bilgilendirmeler, bu bölgelerde yaşayanların ekonomik kalkınma fırsatlarından haberdar olmasını sağlar (Özbaş ve Özkan,
2010). Sonuç olarak, kitle iletişim araçları kırsal kalkınmayı destekleyen, toplumu bilgilendiren ve kalkınma süreçlerine katılımı teşvik eden önemli bir
köprü görevi görür.
Bu çalışmanın amacı, kitle iletişim araçlarının kırsal kalkınma üzerindeki rolünü ve etkisini incelemektir. Kırsal kalkınma, ekonomik büyüme ve sosyal
refah açısından büyük bir önem taşısa da, bu bölgelerde yaşayan insanlar genellikle bilgilendirme ve eğitim kaynaklarına sınırlı erişime sahiptir.
Kitle iletişim araçları, bu bilgi eksikliğini gidermek, modern tarım teknikleri, sağlık hizmetleri ve eğitim imkanları gibi konularda kırsal nüfusu bilinçlendirmek
açısından kritik bir rol oynar. Çalışmanın önemi, kitle iletişim araçlarının doğru ve etkin bir şekilde kullanılmasının kırsal bölgelerde yaşayan insanların
hayat kalitesini nasıl artırabileceğini ortaya koymaktır. Bu bağlamda, medya ve iletişim kanallarının kalkınma süreçlerine entegrasyonu, sürdürülebilir
kalkınma hedeflerine ulaşmada güçlü bir araç olarak değerlendirilecektir.