BUDİZM'DE VE TİBET BUDİZMİ'NDE KADIN


Mutallımova A.

OTTO İLAHİYAT YAYINLAR, Ankara, 2020

  • Yayın Türü: Kitap / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2020
  • Yayınevi: OTTO İLAHİYAT YAYINLAR
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Yozgat Bozok Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Budizm, M.Ö. I. binyılın ortasında Hindistan'da ortaya çıkan ve münzevi Siddhartha Gautama'nın (Buda’nın) öğretilerine dayanan en eski dünya dinlerinden biridir. Gautama’ya hitap ederken Sanskritçe “Uyanmış” anlamına gelen Buda lakabı yerine, daha çok Bhagavan, yani “Kutsanmış” kelimesi kullanılmıştır. Budist’ler kendilerini Bauddha (Buda'nın takipçileri), dinlerini ise Buda Dharma (“Buda’nın Doktrini, Hakikati ya da Hukuku”) olarak adlandırırlar.
Günümüzde Budizm, 500 milyon taraftarı birleştiren bir dünya dinidir. Budizm Yaradan'ı (Tanrı’yı) tanımamakta, fakat maddenin sonsuzluğuna, dairesel bir harekete ve fenomen değişimine inanmaktadır. Barış, ıstırap ve hazzın bir görünüş olduğunu öğreten Budizm, kişiyi irade, bencillik ve onların tüm sonuçlarından kopararak Nirvana’ya ulaştırmayı vaat etmektedir. Nirvana ise arzu ve düşüncelerin olmadığı, tam bir gönül rahatlığı durumudur. Buda'nın öğretilerine göre yaşam kötülüktür. İnsan Nirvana durumu (var olmama) için çabalamalıdır. Mutluluk ise iradenin kendini reddetmesi, çilecilik, öfke ve kötü dürtülerden kopma, herkese sevgi ve başkaları için kendini feda etme istekliliği ile sağlanmaktadır.
Buda’nın öğretilerine göre kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. En yüksek yaşam seviyesine ulaşmak isteyen keşiş ve keşişeler için Buda Sangha’yı (topluluk, dernek, cemiyet) kurmuştur. Kadınlara yönelik böylesi bir topluluğun kurulması, eski Hindistan için gerçekten devrimci bir adım olmuştur. Çünkü önceki dönemlerde kadınlar için kurulmuş herhangi bir topluluğa rastlanmamıştır. Keşişeler topluluğunu organize eden Buda, o zamanın Brahmanizm geleneğindeki kadının sosyal statüsünü de hesaba katmak zorunda kalmıştır. M.Ö. altıncı yüzyılda Hint toplumunda kadınların münzevi bir dini cemaatte yaşamı kabul edecek kadar eğitim ve öğrenimleri yoktu. Bu yüzden Buda, keşişeleri keşişlere eşitlemek için sekiz özel kural formüle etmiştir. Bu kuralların kadınlara yönelik bir manastır topluluğunun kurulması aşamasında keşişeleri korumak ve onlara yardımcı olmak adına düzenlendiği de söylenebilir.