Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası 4.cü Bilimsel Araştırmalar Konferansı, Ankara, Türkiye, 12 - 13 Şubat 2021, ss.12-13
ÖZET
Osmanlı döneminden kalan, cami, mescid, türbe ve muvakkithanelerde yer alan bu saatlerin
çoğunluğu ahşap kutulu olup,genellikle iki metreyi aşkın yüksekliktedir.Bu saatler çarkın
eksenine dolanmış iki zincirin uçlarına bağlı iki ağır topun aşağıya doğru inerken söz konusu
olan ekseni çevirmesiyle işleyen saatlerdir. Bunların işlemesini daima sağa ve sola hareket eden
bir uzun rakkas temin eder. Saatlerin bulundukları konum, genellikle türbe sandukalarının
karşısında, kapının yakınında veya bitişiğindedir. Fransız, İngiliz veya diğer menşeli olan bu
saatlerden bazıları yerden yüksekte duvara monte edilmiş veya yere dayalı vaziyettedir.
Genellikle saatin alınlık, gövde ve alt ahşap kısımlarında süslemeler yer alır. Kalem işi bitkisel
süsleme daha yoğun olmak üzere,geometrik süslemelerde karşımıza çıkar. Bu saatler zamanı
gösterme ve sesli olarak bunu duyurabilmenin yanında çoğunlukla saat başları ve buçuklarda
çalacak sistemleri vardır. Buna mukabil yalnızca işler kısmı olup, çalar sistemi olmayan saatler
de vardır. Ağırlıkla çalışmaları, ağırlığın sabit güç oluşu nedeniyle kesine yakın bir doğrulukla
çalışmaları ve yine doğru zamanın tespitinin önemli olduğu ibadethanelerde yer almışlardır.
Mekanizmalarına göre günlük, haftalık, onbeş günlük kurma periyodları ile kurulur ve kurulma
anından ağırlıklar tamamen aşağı inip saat durana kadar doğru çalışırlar. Kadranları, beyaz
emaye üzerine bazen çiçek motifli, bazen yapan ustanın adı ve yapım yılı gibi bilgilerle tezyin
edilmiş, eski Türkçe ya da Romen rakamlıdır. Türk yapımı olan bu tip saatlerin içinde tümüyle
özgün, ustasının hayal ve emeğinin mahsulü olanı maalesef azdır. Çünkü durmuş oturmuş bu
tip bir gelenek yoktur.
Avrupa'da Osmanlı ülkesi için yapılmış olan ahşap kasalı ve metal dökümlü saatler ve yerli
ustaların katkısı ile ortaya çıkarılmış örnekler, camiler, müzeler ve çeşitli türbelerde yer
almaktadır. İstanbul'da bulunan, incelediğimiz 8 türbe saatinden hepsi göründüğü kadarıyla
çalışır vaziyette değildir. Saatlerin hepsi ahşap, metal ve cam malzemeden imal edilmiştir..
Saatlerin beş tanesi ahşap kasalı olup, yapımında meşe, maun gibi ahşap malzeme kullanılmış
olması muhtemeldir. Diğer üç saat metalden olup, döküm tekniğiyle yapılmıştır. Saatlerin
ölçüleri, boylar 140 cm. ile 240 cm. arasında, genişlikleri, 20 cm. ile 52 cm. arasında,
derinlikleri ise; 23 cm. ile 31 cm. arasındadır. Oyma, boyama, döküm, kakma, kalem işi,
kazıma, ajur gibi süsleme teknikleri saatler üzerinde uygulanmıştır. Akantus, gül, kasımpatı, kır
çiçeği, kıvrık dal, küpe çiçeği, lale, menekşe, rozet çiçeği, sümbül, yaprak, yıldız çiçeği ve
yonca gibi bitkisel unsurlar; baklava dilimi, çokgen, dikdörtgen, kare, madalyon, yumurta gibi
geometrik unsurlar; bayrak, flama ve Osmanlı armasındaki motifleri hatırlatan ateşli ve kesici,
delici nesneler, bukle, inci tanesi veya dizisi, küre, sütun, vazo ve yelpaze gibi süsleme motifleri
kullanılmıştır. Örneklerin hiç birinde tarih bulunmamaktadır. Süsleme ve başka bölgelerde
bulunan benzer motifli tarih bulunan saatlere göre, bu saatler XIX.yüzyıl ilk çeyreği ile
XX.yüzyıl ilk çeyreği arasına tarihlenebilir.
Anahtar Kelimeler : Türbe, ahşap kasalı saat, malzeme, motif, süsleme.
ABSTRACT
Most of these clocks, which are located in mosques, masjids, tombs and timing halls from the
Ottoman period, are usually over two meters high and are usually over two meters high. These
clocks operate by rotating the axis of the two heavy balls attached to the ends of two chains
entangled in the axis of the wheel. Their machining always ensures a long dancer that moves
left and right. The location of the clocks is usually opposite the mausoleum sarcophagi, near or
adjacent to the door. Some of these clocks, of French, British or other origin, are wall-mounted
or ground-based. Generally, there are ornaments on the pediment, body and lower wooden parts
of the clock. Pencil work appears in geometric ornaments, with a more intense floral ornament.
In addition to showing the time and being able to announce it loudly, these clocks have systems
to play mostly at the hour and half. On the other hand, there are also clocks that have only a
working part and do not have an alarm system. They took place in places of worship where it
is important to work heavily, to work with a certain accuracy due to the constant power of
weight, and to determine the correct time. According to their mechanism, they are set up with
daily, weekly, and fifteen-day setting periods and they work correctly from the moment of
installation until the weights are completely down and the clock stops. The dials are in old
Turkish or Roman numerals, sometimes decorated with flower motifs on white enamel,
sometimes decorated with information such as the name of the master and the year of
construction. Unfortunately, among these Turkish-made clocks, they are completely original
and the product of the imagination and labor of their master. Because there is no such tradition.
Wooden cased and metal-cast clocks made for the Ottoman country in Europe and examples
unearthed with the contribution of local masters are found in mosques, museums and various
mausoleums. Of the 8 mausoleum clocks we examined in Istanbul, all are not in working
condition as they seem. All of the clocks are made of wood, metal and glass. Five of the clocks
have a wooden case and it is possible that wooden materials such as oak and mahogany were
used in their construction. The other three clocks are made of metal and made by casting
technique. The watches are 140 cm tall. with 240 cm. between, their width, 20 cm. with 52 cm.
between, while the depths; 23 cm. with 31 cm. between. Ornament techniques such as carving,
painting, casting, inlaying, pencil work, engraving, and openwork were applied on watches.
Herbal elements such as acanthus, rose, chrysanthemum, wild flower, curved branch, fuchsia,
tulip, violet, rosette flower, hyacinth, leaf, dahlia and clover; geometric elements such as
diamonds, polygons, rectangles, squares, medallions and eggs; Flame, pennant and ornamental
motifs such as fiery and cutting, piercing objects reminiscent of the motifs in the Ottoman coat
of arms, curl, pearl grain or string, sphere, column, vase and fan were used. There is no date in
any of the examples. These clocks can be dated between the first quarter of the 19th century
and the first quarter of the 20th century, according to the clocks with ornaments and similar
patterns found elsewhere.
Keywords: Tomb, wooden case clock,material, motif, ornament.